
Efsanevi Boşanma: İki Milyonluk Kriz!
Sakarya'nın önde gelen iş insanlarından Faruk Bilen ile Erol Sabancı’nın kızı Çiğdem Sabancı, 1996 yılında dünyaevine girmiştir. Çiftin, bu evlilikten iki kız çocuğu olmuştur. Ancak son dönemlerde evliliklerinde ciddi sıkıntılar yaşandığı iddia edilmektedir. Çiğdem Sabancı, evliliğin temelinden sarsıldığını öne sürerek İstanbul Aile Mahkemesi'ne başvurmuş ve eşi Faruk Bilen’e 'çekişmeli' ve 'zina' gerekçesiyle boşanma davası açmıştır.
Faruk Bilen, eşi Çiğdem Sabancı'nın iddialarını reddetmekle kalmamış, ona karşı 75 milyon liralık tazminat talebinde bulunarak karşı dava açmıştır. Bilen'in avukatları, müvekkillerinin eşinin kendisine maddi ve manevi zararlar verdiğini, ayrıca gerekmedikçe evden atıldığını ve aile sıcaklığının kalmadığını belirtmişlerdir. Dilekçede, Bilen’in aylık 250 bin lira nafaka ve 75 milyon lira tazminat talep ettiği ifade edilmiştir.
İstanbul 17. Aile Mahkemesi'nde iki yıl süren davanın ardından mahkeme, tarafların 'evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle çekişmeli' olarak boşanmalarına karar vermiştir. Mahkeme, Faruk Bilen'in yargılamasını yaptığı boşanma davasında, Çiğdem Sabancı'ya 500 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetmiş; ancak Bilen'in tazminat ve nafaka taleplerini reddetmiştir.
Boşanmanın ardından Faruk Bilen, mahkeme kararının üzerinden iki hafta geçtikten sonra yeniden adliyeye başvurmuştur. Eski eşi Çiğdem Sabancı’nın, Aile Mahkemesi’nin verdiği yayın yasağı kararını ihlal ettiğini öne sürmüş ve bu nedenle tazyik hapsi talebinde bulunmuştur. Bilen, hukuki süreç içerisinde yaşanan gelişmelerin ardından Aile Mahkemesi'nin kararına uymadığını düşündüğü gazeteleri ve medya kuruluşlarını ihlal nedeniyle suçlamıştır.
Faruk Bilen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, 'basın yayın yasağını ihlali', 'kişilik haklarının, aile yaşamının ve özel hayatın gizliliğinin ihlali', 'kişisel verilerin hukuka aykırı kullanılması, yayılması, dağıtılması' ve 'resmi makamları algı yönetimi yaparak etkilemeye çalışmak' gibi suçlardan da şikayetçi olmuştur. Bu süreç, çiftin boşanmasının ardından yaşanan çok sayıda hukuki tartışmayı ve yayımlanan haberlerle ilişkili hukuki sorunları ön plana çıkarmaktadır.
Sonuç olarak, bu boşanma davası, yüksek sosyoekonomik profili olan bir çiftin evliliklerinde yaşanan çatışmaların yargı önüne taşınmasıyla birlikte, medya ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran bir süreç halini almıştır. Her iki taraf da hem boşanma davasında hem de sonrasındaki hukuki süreçlerde sert bir mücadele içerisinde yer almaktadır.