Eski manken Deniz Akkaya'nın kızına ilişkin yürütülen vesayet davasına bakan mahkeme hakimine sosyal medya üzerinden tehdit ve hakaretlerde bulunduğu iddiasıyla yargılanan Akkaya, 5 yıl 11 aya kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalma riski taşımaktaydı. İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Akkaya tutuksuz olduğu için mahkemeye katılmadı; ancak avukatı duruşmada hazır bulundu.

Duruşmada, Deniz Akkaya'nın mahkemeye katılmaması nedeniyle son sözleri sorulamadı. Sanığın avukatı ise müvekkilinin beraatini talep etti. Mahkeme, duruşmanın ardından esasa ilişkin kararını vermek üzere heyet halinde müzakere yapmaya geçti.

Mahkeme, Deniz Akkaya'nın hakime karşı işlediği 'tehdit' ve 'hakaret' suçlarından dolayı 2 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Bunun yanı sıra, Akkaya'nın yargılandığı daha önceki davalarda verilen hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların da incelenmesine karar verildi. Mahkeme ayrıca, Akkaya'nın yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasına hükmetti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Deniz Akkaya'nın zincirleme şekilde 'kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret' ve 'tehdit' suçlarıyla yargılandığı belirtilmiştir. İddianamede, toplamda 1 yıl 5 ay 15 günden 5 yıl 11 aya kadar hapis cezası talep edilmiştir. Sanığın, mahkeme karşısındaki davranışları ve sosyal medya üzerinden sarf ettiği sözler ise yargılama sürecinde ciddi bir tartışma konusu haline gelmiştir.

Bu dava, Deniz Akkaya'nın toplumsal bir sesi ve bir medya figürü olarak toplum üzerindeki etkisini de gündeme getirmiştir. Deniz Akkaya, esnek duruşlarıyla ve zaman zaman tartışmalı sosyal medya paylaşımlarıyla tanınmaktadır. Sosyal medya aracılığıyla hakarete varan söylemlerinin, kişisel ve hukuki sonuçları ile birlikte toplumda yarattığı tartışmalar, Türkiye'deki ünlülerin sosyal medya etkileşimlerinin özünü yansıtmaktadır.

Yargılama süreci boyunca, medya ve kamuoyunun ilgisi, Deniz Akkaya'nın hukuki mensupları ve avukatları arasında bu durumun nasıl savunulacağı sorusunu da beraberinde getirmiştir. Sanığın duruşmalara katılmaması ve avukatı aracılığıyla süreci yürütmesi, bazı kesimlerde eleştiri konusu olmuştur. Mahkeme kararının, gelecekteki benzer davalar için de emsal teşkil etmesi açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla, Deniz Akkaya'nın durumu, sadece kişisel bir dava olmayıp, aynı zamanda Türk hukuk sistemi ve medya ilişkileri üzerinde de derin etkiler bırakma potansiyeline sahiptir.