Aysu Baçeoðlu, hesabýný geri alma sürecinin devam ettiği bir dönemde, sosyal medya üzerinden dikkat çekici bir açıklama yaptı. Yaşanan zorlukları ifade ederken, "Toplasan en az 10 milyon tıklanınca birilerinin belli ki uykusu kaçmış. İblislikte akılları. Ama ben anka kuşuyum, küllerimden doğarım. Doğdum da... 7 sene sonra," sözleriyle kendisine yönelik sayısız hayat görüşünü ve sanatsal başarısını vurguladı. Şarkılarının milyonlarca dinleyiciye ulaştığını belirten sanatçı, bu başarısının bazı çevreleri rahatsız ettiğini ifade etti.

Aysu Baçeoðlu, sanat camiasında bazı kişilerin kendi başarılarına tahammül edemediğini belirterek, "Sanat camiasında ki bazı insanların uykusu kaçmış, bana sarıyorlar," ifadeleriyle sektördeki sinsi rekabetin varlığını gözler önüne serdi. Olayın sadece bir siber saldırı değil, aynı zamanda onun emeğine, kişiliğine ve kadın kimliğine yönelik sistemli bir saldırı olduğunu vurguladı. Bu şekilde, yaşadığı psikolojik sarsıntıyı da paylaşmış oldu.

Yaşadığı bu olay, müzik camiasında ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Aysu Baçeoðlu’nun sosyal medya paylaşımlarındaki kararlılığı dikkat çekici bir şekilde ön plana çıktı. "Ben müziğimi ve sesimi susturmam," diyerek, başına gelenlerin kendisini yıldıramayacağını açıkça ifade etti. Bu durum, özellikle bağımsız kadın sanatçılara yönelik dijital tehditlerin ciddiyetini ortaya koymakla kalmayıp, müzik dünyasında hesap güvenliği, dijital şiddet ve ifade özgürlüğü konularında alınması gereken önlemleri bir kez daha gündeme taşıdı.

Aysu Baçeoðlu’nun, yaşadığı bu zorlu süreç ve gösterdiği direniş, müzik sektöründeki kadın sanatçıların karşı karşıya kaldığı zorlukların görünür kılınması açısından önemli bir örnek teşkil ediyor. Sanatçının hukuki ve dijital mücadeleleri, diğer sanatçılar için de bir dayanışma ve cesaret kaynağı olabilir. Dijital platformlarda yaşanan tehditlerin, kadın sanatçılar üzerinde olumsuz etkiler yarattığı bilinen bir gerçek. Bu bağlamda, Baçeoðlu’nun yaşadıktan sonra gerçekleştirdiği açıklamalarda, kadın sanatçıların dijital mecralarda kendilerini koruma yollarına dair önemli örnekler sunması, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Sonuç olarak, Aysu Baçeoðlu’nun yaşadığı olay, müzik dünyasında kadınların karşılaştığı zorlukların sadece birkaç örneğinden birini oluşturmaktadır. Elde ettikleri başarılara rağmen, kadın sanatçılar çoğu zaman erkek egemen bir sektörde çeşitli tehditlerle karşılaşmaktadır. Bu gibi durumlar, sanatçıların sağlam duruş sergilemeleri ve birbirlerine destek olmalarının önemini bir kez daha göstermektedir. Gelecekte, dijital güvenlik önlemlerinin artırılması ve sanatçılara yönelik dijital şiddetin önlenmesine yönelik çalışmaların önem kazanması beklenmektedir.