Türk müziğinin önemli temsilcilerinden biri olan Nejat Alp, "Taverna müziği" denince akla gelen ilk isimlerden biri olarak sanat kariyerini ve müzik anlayışını aktardı. Yarı zamanlı bir efsane olarak tanınan sanatçı, müzik severlere ve özellikle yeni nesil müzisyenlere hitap eden değerli tavsiyelerde bulundu.

80’ler ve 90’lar döneminin müzik atmosferine duyduğu özlemi dile getiren Alp, o yıllarda insanların müzikle daha iç içe olduğunu ve bütçelerini sarsmadan eğlenebildiklerini vurguladı. Günümüzde eğlencenin giderek lüks hale geldiğini belirterek, müzik kültürü açısından geçmiş dönemlere olan hayranlığını ifade etti. Bu dönemin müzik geleneği ve toplumsal kültürü hakkında derin bir saygı beslediğini açıkladı.

Nejat Alp, genç müzisyenlere yönelik önemli bir mesaj vererek, sanat sevgisinin yanı sıra çok çalışmanın altını çizdi. "Mesleğini seveceksin, çok çalışacaksın ama bu işten para kazanmayı ilk hedefin yapmayacaksın," diyerek gençleri, müzik yolculuklarında odak noktalarını paradan uzak tutmaya teşvik etti.

Günümüzdeki rap müziğinin yükselişi hakkında da yorumlarda bulunan Alp, bu tür projelerin kendisine uygun olmadığını ifade etti. Genç sanatçılar arasında sıkça görülen rap-düet projelerine mesafeli durduğunu belirtti. Ancak, yeni neslin projelerine açık olduğunu ve bu alanda kendini geliştirmek isteyenlere destek verdiğini ekledi.

Sanatçının toplumdaki rolü ve sorumlulukları ile ilgili düşüncelerini paylaşan Nejat Alp, sanatçının siyasetten uzak durması gerektiğini vurguladı. "Sanatçı, memleketine ve kültürüne sahip çıkmalı ama siyasetin içine girmemelidir," diyerek, sanatı politikaya karıştırmamanın önemine dikkat çekti.

Vefa kavramının sanat camiasında ne denli önemli bir yer tuttuğuna dair çarpıcı bir açıklama yapan Alp, "Vefa olduğuna ben de inanmıyorum. Kara gün dostu dedigim biri de yok," diyerek, bu konuda karamsar bir bakış açısı sergiledi. Ancak, kendisine özel bir yere sahip ve rahmetle andığı Kamil Sönmez'in olduğunu ekledi.

Hayatının belgeselleşmesi hakkında görüşlerini paylaşan Alp, böyle bir projeye henüz girişmediğini fakat gelecekte birileri tarafından yapılabileceğini düşündüğünü ifade etti. Bu sayede kendi hayat hikayesinin bir nebze olsun belgeleneceğine dair umut bıraktı.

Son olarak, isminin bir caddeye veya parka verilmesi konusunda herhangi bir çalışması olmadığını fakat ismini taşıyan dokuz çocuğun bulunduğunu belirtmesi, duygu dolu bir anekdot olarak dikkat çekti. Soyadları farklı olmasına rağmen bu durumun onun için çok değerli olduğunu vurguladı ve böylelikle müzik mirasının sürdürülmesine dair duygularını dile getirdi.