İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, uluslararası düzeyde aranan üç suçlunun yakalanarak Türkiye'ye iade edildiğini duyurdu. Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, bu kişilerin yakalanmasına yönelik yürütülen çalışmaları ve elde edilen sonuçları aktardı.

Bakan Yerlikaya'nın açıklamasına göre, yurt dışına kaçan ve haklarında arama kararları bulunan U.D., M.S. ve S.G. isimli şahısların izleri titizlikle sürüldü. İlgili ülkelerin kolluk birimleriyle iş birliği yapılarak gerçekleştirilen ortak operasyonlar sonucunda, bu kişilerin Rusya'da yakalandığı ve Türkiye'ye getirildiği belirtildi.

U.D., Türkiye'nin en çok aranan organize suç örgütü liderlerinden biri olarak tanınmakta olup, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten öldürme, kasten yaralama, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit, hakaret, mala zarar verme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma, uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti, uyuşturucu madde kullanmak ve bulundurmak gibi birçok suçtan toplam 53 adet suç kaydı" bulunmaktadır. Kırmızı bültenle uluslararası seviyede aranan U.D., DEMİROZLER Organize Suç Örgütü'nün elebaşı konumundadır.

Ayrıca, M.S. isimli kişi, "kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs ve kasten yaralama" suçlarından ve başka bir suç örgütü ile bağlantısı nedeniyle Kırmızı bültenle aranmaktaydı. S.G. ise "çocuğu kasten öldürme" suçu nedeniyle aranan bir diğer şahıstır. Bu üç kişi, Rusya'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye iade edildi.

Bakan Yerlikaya, operasyonda katkısı olan Adalet Bakanlığı, EGM Interpol-Europol Daire Başkanlığı, İstihbarat, Özel Harekat, KOM ve Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlıkları ile Trabzon ve Samsun İl Emniyet Müdürlükleri'ne teşekkür etti. Yerlikaya, bu operasyonların Türk polisinin yeteneklerini gösterdiğini vurgulayarak, "Hangi bültenle aranırsa aransın, hangi ülkeye kaçmış olursa olsun Türk polisinden kaçamayacaklar" dedi.

Türk hükümeti ve güvenlik güçleri, uluslararası suçluların peşine düşerek, suçluların adalet önüne çıkmasını sağlamakta kararlıdır. Bu tür operasyonlar, sadece yakalanan suçlular açısından değil, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası alanda güvenlik ve adalet konularındaki kararlılığının bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.