Son dönemde verdiği bir röportajda ünlü sanatçı Yengi, gazetecilerin "Nasıl bir gün geçiriyorsunuz?" sorusuna "Çok iyiyim, güzel bir Kıbrıs akşamı... İçeride aldığım duyumlara göre tıklım tıklım. Bu gece 90’lara gideceğiz, 90’lar ruhunu sahnede yaşatacağız. Konserlerimiz devam ediyor. Sinema Senfoni Orkestrası ile yaz boyunca güzel performanslara imza attık. Yakın zamanda Harbiye konserim var." şeklinde yanıt verdi. Yengi'nin bu açıklamaları, dinleyicileriyle bir bağ kurma arzusunu ve sahne performanslarına duyduğu heyecanı yansıtıyor.

Röportajın ilerleyen kısmında muhabirler, Yengi'ye "90'lı yıllara geri döndüğünüzde en çok özlediğiniz şeyler nelerdir?" sorusunu yöneltti. Yengi, "Benim en çok özlediğim şey sahicilik, samimiyet ve aşk." yanıtını verdi. "Peki bunlar günümüzde yok mu?" sorusu üzerine ise, "Bence yok. Sahicilik artık mumla aradığımız bir şey. Herkes bu kavramları unuttu gibi. Tabii ki kaliteli, düzgün ve ilkeleri olan insanlar hayatlarında bunları barındırıyordur. Ama genel duruma baktığımızda aşk nasıl yoksa sahicilik de yok. Bu benim kendi fikrim." diyerek günümüz ilişkilerini eleştirdi. Yengi, bugünün dünyasında insanların duygusal derinlikten uzaklaştığına inanıyor.

Yaklaşık 40 yıldır sahnelerde olan sanatçıya, "Kariyeriniz boyunca hiç özel olarak birisi için şarkı yazdınız mı?" sorusu yöneltildi. Yengi bu soruya şu şekilde yanıt verdi: "Hiç kimse için özel olarak şarkı yazmadım. Genelde Sezen (Aksu) abla yazdığı için onun aşklarını seslendirdik. Ama bu sadece Sezen ablanın yaşadıkları olarak kalmadı; bize geçtikten sonra hepimiz birilerinin sevdaları için o şarkıları söyledik. 90’larda insanlar sadece kendi aşkını düşünemezdi. Doğal olarak bütün âşıklar için yazılmış şarkılar... Bence birçok şarkı yazdım ama kimse için yazmadım. Yalnız 'Sana Değmezmiş' şarkım belki olabilir, orada bir ironi var." Bu sözler, Yengi'nin sanatı ve duygu dünyası arasındaki bağı nasıl gördüğünü de gözler önüne seriyor.

Yengi'nin müzik kariyeri, yalnızca kendi duygularını değil, aynı zamanda başka insanların deneyimlerini de yansıtan bir yapıya sahip. 90’ların müziği, dinleyicilere sadece eğlence sunmakla kalmayıp aynı zamanda toplumsal bir bağ oluşturmuştu. Yengi'nin de belirttiği gibi, o dönemdeki şarkılar, bireyler arasındaki aşk hikayelerini, yani evrensel duyguları dile getiriyor. Bu nedenle Yengi’nin açıklamaları, günümüz müziğiyle geçmiş arasındaki farkları gözler önüne sererken, dinleyicilerin özlem duyduğu duygusal derinliği de ifade ediyor.

Sonuç olarak, Yengi’nin açıklamaları hem geçmişe bir özlem hem de günümüzdeki ilişkilerin yüzeyselliğine dair çarpıcı eleştiriler içeriyor. Sanatçı, sahicilik ve samimiyeti bulmanın zorlaştığı bir ortamda, müziğin bu değerleri yeniden canlandırmak için bir araç olabileceğine inanıyor. Kıbrıs'taki etkinlikleri ve planladığı Harbiye konseri ile hayranlarına 90’ların ruhunu yaşatmaya yönelik çalışmaları, müzikseverler tarafından büyük bir heyecanla bekleniyor. Yengi, geçmişin derinliklerinden gelen mesajlarını günümüze taşımaya devam edecek gibi görünüyor.