Yangın Sonrası Orman Yenileme Stratejileri

Yangın Sonrası Orman Yenileme Stratejileri

Türkiye, son yıllarda yaşanan orman yangınları ile büyük bir ekolojik felaketle karşı karşıya kaldı. Bu yangınlar, yalnızca insan hayatını tehdit etmekle kalmayıp, yaklaşık 70 bin hektar orman alanının kaybına yol açtı. Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL), yanan orman alanlarının yeniden ağaçlandırılması konusunda önemli önerilerde bulundu. Uzmanlar, hasar tespitinin acilen yapılması gerektiğine dikkat çekerken, doğaseverleri acele etmemeleri konusunda uyardı.

ÇEKÜL Vakfı'nın Genel Sekreteri Ilgýn Sözen, doğaseverlerin yanan orman alanlarının eski haline getirilmesi konusunda hemen harekete geçmek istediklerini, ancak bu süreçte ilk adımın alanların korunması olması gerektiğini belirtti. Yangından hemen sonra fidan dikiminin uygun olmadığını vurgulayan Sözen, bu konudaki sabırlı yaklaşımın önemine dikkat çekti.

Sözen, ağaçlandırmanın bilimin rehberliğinde, Orman Genel Müdürlüğü işbirliğiyle yürütüldüğünü belirtti. Her alanın kendine özgü ekosistem yapıları ve toprak ihtiyaçları olduğunu ifade eden Sözen, hangi türlerin ne zaman ekileceği konusunun uzman görüşleriyle belirlenmesi gerektiğini ifade etti. Aceleyle yapılacak her girişimin doğaya zarar verebileceğini vurgulayan Sözen, ağaçlandırma çalışmalarında sabırlı olunması gerektiğini söyledi.

ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik ise, yanan alanlarda ormanlaştırma çalışmalarına başlamadan önce doğal döngünün yeniden oluşturulması gerektiğine işaret etti. Yanan alanlarda hızlı bir şekilde yanmış ağaçların çıkarılması gerektiğini belirten Akkemik, eğer alanda yangın öncesinde tohum verme yaşında kızılçam ağaçları varsa, doğal yolla tohumdan gençleştirme yapılması gerektiğini ifade etti. Bu durumda, ekolojik olarak en güçlü bitkilerin gelmesinin sağlanacağı ve maliyetin düşeceği vurgulandı.

Akkemik, yeterli tohumun olmadığı veya doğal gençleştirmenin başarısız olduğu durumlarda, o bölgeden temin edilen fidanlarla ağaçlandırma yapılması gerektiğini de belirtti. Ayrıca, maki vejetasyonunun korunmasının, doğal ekosistemin devamlılığı açısından önemli olduğunu ve bu vejetasyonu oluşturan bitkilerin, yangın sonrası diplerinden yeni sürgünler vererek yeniden büyümeye başlayacağını ifade etti.

Prof. Dr. Ünal Akkemik, yanan orman alanlarına, doğal ekosistemi bozacak yabancı türlerin kesinlikle dikilmemesi gerektiğini de vurguladı. Bu nedenle, fidan dikiminin sanıldığı gibi tek günlük bir iş olmadığını, uzun soluklu bir çaba gerektirdiğini belirtti. Ağaçlandırma çalışmaları, yalnızca biyolojik çeşitliliği sağlamak açısından değil, aynı zamanda ekosistem hizmetlerini yeniden kazanmak adına da büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak, Türkiye’de yaşanan orman yangınları, ekosistem üzerinde ciddi hasarlara neden oldu ve bu durumun telafisi için bilinçli ve bilimsel bir yaklaşım sergilemek oldukça önemli. Ağaçlandırma faaliyetlerinin, uzman görüşleri doğrultusunda ve zamana yayılmış bir şekilde gerçekleştirilmesi, doğanın dengesinin yeniden sağlanmasına katkı sunacaktır.

Haberi Paylaşın!

"Türkiye'nin En İyi Modelleri Belirlendi!"

"FullyFit ile Zihin ve Bedende Dönüşüm!"