"Le Meridien Oteli'nde Gizli Toplantı İddiası"
Adnan Çebi'nin sahibi olduğu Le Meridien Oteli, latest criminal investigation'in bir parçası olarak örgütün gizli toplantı merkezi olarak kullanıldığı iddia edilmiştir. Savcılık, toplantıların gizliliğini sağlamak amacıyla otelde jammer cihazlarının kurulduğunu ve kameraların kapatıldığını ileri sürdü. Bu durum, otel yönetiminin bilgisi dışında gerçekleştirildiği öne sürülerek, Adnan Çebi'nin bu süreçteki rolü sorgulandı.
2023-2025 yılları arasında gerçekleştirilen toplantılar, örgüt üyeleri arasında koordinasyon sağlamak amacıyla düzenlendiği belirtilirken, savcılık tarafından elde edilen HTS kayıtları, banka hareketleri, kamera görüntüleri ve tanık ifadeleri, bu toplantıların olağan otel faaliyetleri kapsamında olmadığını ortaya koydu. Savcılık, jammer cihazlarının kurulması ve kameraların kapatılmasının, olağan bir otel işletmeciliğine aykırı olduğunu vurguladı.
Le Meridien Oteli Müdürü Sinan Udil, ifadesinde toplantılar öncesinde jammer cihazlarının kurulduğunu ve toplantı sonrası tüm masrafların Makyol İnşaat adına faturalandığını belirtti. Bu durum, Adnan Çebi'nin toplantılara hem finansal hem de lojistik destek sağladığı iddialarını güçlendirdi.
Öte yandan, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak ifade veren Adem Soytekin, Makyol İnşaat'tan kendi şirketine 4 milyon 720 bin TL tutarında bir ödeme yapılmasının, "İBB’ye kreş bağışı" olarak gösterildiğini ancak bu ödemenin örgüt finansmanı amacıyla gerçekleştirildiğini öne sürdü. Savcılık, söz konusu ödemenin ihalesiz ve kayıtsız biçimde yapıldığını ve örgüte finansman sağlama kapsamında değerlendirildiğini belirtti.
İddianamede Adnan Çebi'nin, iktisadi ve sosyal konumu, örgüt faaliyetlerine sağladığı kolaylıklar ve Le Meridien Oteli'nin örgüt toplantılarında delil gizleme aracı olarak kullanılması ile birlikte değerlendirildiğinde, örgütün sürekliliği ve gizliliği açısından "kilit rol" oynadığı vurgulandı. Savcılık, Çebi'nin suç örgütüne bilerek ve isteyerek hizmet ettiğini, örgüte yardım ettiği, delil kararttığı ve haberleşmeyi engellediği gerekçesiyle cezalandırılmasını talep etti.
Adnan Çebi, savcılığın "örgüt finansmanı" olarak değerlendirdiği 4,7 milyon TL'lik ödeme hakkında açıklama yaptı ve bu paranın tamamen hayır amaçlı bağışlandığını, herhangi bir yasa dışı örgütle bağlantısı olmadığını öne sürdü. Ancak savcılık, bu savunmayı ikna edici bulmadı ve paranın örgüt faaliyetlerinin sürdürülmesi için kullanıldığını belirtti.
İddianamede, Makyol İnşaat'ın geçmişte birçok büyük kamu ihalesini aldığına dikkat çekildi ve Çebi'nin ekonomik gücü ve siyasal bağlantıları sayesinde örgütün faaliyetlerine dolaylı destek sağladığı öne sürüldü. Savcılık, Çebi'nin yalnızca "finansal destekçi" değil, aynı zamanda örgüt faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini sağlayan önemli aktörlerden biri olduğunu kaydetti.
Savcılık ayrıca, iddianamenin yalnızca bireysel suç isnatlarını değil, aynı zamanda belediye-özel sektör ilişkilerinde sistematik bir ağ yapısına işaret ettiğini belirtti. "Örgüt üyeliği" yerine "örgüte yardım" maddesinin tercih edilmesi, dosyanın maddi delil merkezli ve teknik incelemelere dayalı olarak hazırlandığını gösteriyor. Eğer iddialar mahkemece doğrulanırsa, bu dava inşaat sektörü ve kamu ihaleleri ilişkileri açısından yeni bir dönüm noktası olabilir.



