Sonbaharın gelmesiyle birlikte hava koşullarında meydana gelen ani değişiklikler, insan vücudunu da etkiliyor. Hava basıncı, nem oranı ve sıcaklık değişikliklerinin beyin damarları ve sinir sistemi üzerinde belirgin etkileri olduğu belirtiliyor. Atabay İlaç Medikal Direktörü ve Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Murat Yaycı, mevsim geçişlerinde birçok kişi için yorgunluk, halsizlik ve sık sık baş ağrısı gibi durumların ortaya çıkabileceğine dikkat çekiyor.

Dr. Yaycı, hava değişimlerinin vücutta farklı etkilere neden olduğunu vurgularken, özellikle havanın kapalı, nemli veya rüzgarlı olduğu günlerde beyin damarlarında genişleme ve kaslarda gerginlik artışları gözlemlendiğini ifade etti. Bu durum, başın çeşitli bölgelerinde hissedilen zonklama veya baskı tarzında baş ağrılarına yol açabiliyor. Ayrıca, hava basıncındaki değişikliklerin damarları genişletip daraltarak sinirlerin daha kolay uyarılmasına neden olduğunu ve bunun baş ağrısını tetikleyebileceğini belirtti.

Günlerin kısalması ile birlikte insanların güneş ışığından daha az faydalanması sonucu, mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin düzeyinin düştüğünü, bunun da ruh halini ve baş ağrısına karşı dayanıklılığı etkilediğini ekledi. Uyku düzenindeki bozukluklar, öğün atlama, yetersiz su tüketimi ve aşırı kafein alımının da baş ağrısı sıklığını artıran faktörler arasında yer aldığını belirtti.

Dr. Yaycı, vücudun bu tür değişikliklere karşı sessiz bir alarm sistemine sahip olduğunu ifade ederek, mevsim geçişlerinde yaşanan belirtilerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Bu tür sinyallerin doğru okunarak yaşam alışkanlıklarının buna göre düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Yaycı, bu dönemde uygulanabilir bazı basit ama etkili alışkanlıkları sıraladı:

Yeterli ve kaliteli uyku, sinir sisteminin yenilenmesine yardımcı olurken, düzenli ve dinlendirici bir uyku baş ağrısı sıklığını azaltabilir. Kaliteli uyku, stresin etkilerini azaltarak bireylerin genel sağlık durumunu olumlu yönde etkiler.

Dengeli beslenme ise önemli bir diğer noktadır. Öğün atlamamak, kan şekeri dengesini koruyarak enerji düşüşlerine bağlı baş ağrılarını önleyebilir. Sebze, meyve, tam tahıl ve protein açısından zengin bir diyet, vücut direncini arttırır.

Yeterli su tüketimi de hayati önem taşır. Susuz kalmak, özellikle gerilim tipi baş ağrılarını tetikleyebilir. Gün boyunca düzenli su içmek, damar sağlığı ve beyin fonksiyonları için gereklidir.

Kafein tüketiminde denge ise baş ağrısı riskini azaltmada önemlidir. Kahve veya çayın kısa süreli rahatlama sağladığı ancak aşırı tüketiminin damarları etkileyerek ağrıyı artırabileceği dikkate alınmalıdır. Ölçülü kafein alımı, vücudun ritmini korumaya yardımcı olur.

Son olarak, hareketli bir yaşam tarzı benimsenecekse, hafif egzersizler veya kısa yürüyüşler kaslardaki gerginliği azaltır ve kan dolaşımını destekler. Düzenli fiziksel aktivite, hem beden hem de zihin sağlığı için koruyucu bir etki gösterir.