Umut Odabaþ, geçmişteki radyo sanatçılarını programlarında ağırlayarak geçmiş ile gelecek arasında güçlü bir köprü kuran bir müzik insanıdır. Bu yaklaşımıyla, sadece bir icracı değil, aynı zamanda kültürel hafızayı önemseyen bir sanatçı olduğunu da görmemizi sağlıyor. Geçtiğimiz 2020 yetenek sınavında büyük bir başarı göstererek Ege Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Ses Eğitimi Bölümü'ne kabul edilen Odabaþ, kariyerinde önemli bir eşik daha atlamış oldu.

Beşincilik derecesiyle konservatuvara giren genç sanatçı, ailesini gururlandırarak Türk Sanat Müziği camiasında da umut veren bir isim olma hakkını kazandı. Odabaþ, müziğin mihenk taşlarından biri olan Ege Üniversitesi Konservatuvarı'nın kurucusu Akın Özkan'ın eserlerine TRT stüdyolarında yeniden yorumlayarak, hem sanatkara hem de eserlerine hayat vermiştir. Akın Özkan’ın hocalarının hocası olduğuna dikkat çeken Odabaþ, onun eserlerinin zorlayıcı ancak bilgi ve duygu dolu olduğunu belirtiyor.

Müzik yolculuğuna 7 yaşında başlayan Odabaþ, Türk Sanat Müziği ile kurduğu bağı şu sözlerle ifade ediyor: "Konservatuvara girmek sandığınız kadar kolay değil. 7 yaşımdan beri Türk Musikisine gönül vermiş biriyim. Kendi isteğimle belediyenin oluşturduğu müzik topluluklarında solo performanslar sergileyerek sahne tecrübesi kazandım. Okulla beraber asıl tecrübeyi radyoda buldum." Zonguldak'tan Çanakkale’ye kadar uzanan bu yolculukta çok çalıştığını ifade ediyor.

Eğitim sürecinde TRT Bestekârı Aydın Tekindor, Klasik Kemençe Sanatçısı Filiz Kaya Işık ve TRT Şefi Selim Öztaş gibi önemli isimlerle çalışarak, Türk Sanat Müziği'nin derinliğine dikkat çekiyor. "Beş yüze yakın makamı ile Türk Musikisi, tarihi ve kültürel açıdan dünyanın en zengin müzik miraslarından biridir. Bu değerleri farklılaştırmak ve gelecek kuşaklara aktarmak benim en büyük hedefim," diyor.

Odabaþ, Türk Sanat Müziği'nin günümüzde zor bir dönemden geçtiğini vurgularken, umudunu kaybetmediğini de belirtiyor. "Sanat camiası bunun bilincinde ve herkes çabasını gösteriyor. Benim amacım bu duvarları yıkmak ve Türk Müziği'ne gençlerin de içinde olduğu yeni bir nefes kazandırmaktır," ifadesine yer veriyor.

Gençler ve ailelere önemli bir çağrıda bulunan Odabaþ, sanatın her dönemde bir yetenek ve uzun bir emek süreci gerektirdiğini vurguluyor. "Bir sanatçı olmak, her yaştan insanın yapabileceği bir iş değildir. Asıl müziğimizi ve bu kültür hazinemizi, gençlere tanıtmak bizlerin elindedir. Çünkü müzik, duygularımızı en saf ve gerçek şekliyle anlatabildiğimiz ortak bir dildir," diyor.

Disiplinini, eğitimini ve müziğini saygıyla sürdüren Umut Odabaş, Türk Sanat Müziği’ne olan katkılarıyla umudumuzu tazeleyen genç seslerden biri olarak dikkat çekmektedir. Hem geçmişe duyduğu saygıyı hem de geleceğe dair umudunu güçlendiren bir duruş sergiliyor.