Ebru Þallý, son zamanlarda boşanma aşamasında olduğu Uður Akkuþ tarafından şiddete maruz kaldığını ve tehdit edildiğini dile getirdi. Bu durum, hem Ebru Þallý'nin hem de toplumun dikkatini çeken bir mesele haline geldi. Medyada yer alan haberlerde, sanatçının yaşadığı bu sıkıntı, hem fiziksel hem de psikolojik şiddetin ciddiyetini gözler önüne seriyor. Ebru Þallý, boşanma sürecini başlatmadan önce Akkuþ ile olan ilişkisini belirli bir süre sürdürdüğünü ifade etti. Evliliklerinden doğan sorunlar, zamanla daha ciddi bir hale geldi ve tartışmalarında şiddet boyutuna ulaştı. Bu tür durumların, ne yazık ki birçok kadının yaşadığı bir gerçek olduğunu vurgulayarak, hukuki süreçlerin önemine dikkat çekti. Þallý, yaşadığı şiddet olaylarına dair ayrıntıları paylaşırken, bu durumu kimseye anlatmanın zorluğundan bahsetti.

Ebru Þallý, boşanma süreci boyunca yaşadığı olayları hem destek arayışını ifade ettiği hem de yaşadığı travmanın etkilerini aşmaya çalıştığı bir zeminde dile getirdi. Uður Akkuþ'un fiziksel ve psikolojik baskılarının yanı sıra tehditleri de gündeme geldi. Bu tür şiddet uygulamaları, sıklıkla sessiz kalınan bir konu olsa da Ebru, başına gelenleri anlatma cesareti gösterdi. Kendi yaşadığı süreçten dolayı, diğer kadınların da benzer durumlarda sessiz kalmamaları gerektiği konusunda mesajlar verdi.

Ebru Þallý, mahkemeye başvurarak, yaşadığı şiddetin belgelenmesi için gerekli adımları attı ve Uður Akkuþ'a karşı koruma talebinde bulundu. Bu durumu yalnızca kişisel bir mesele olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olarak ele aldığını belirtti. Ülkemizdeki kadına yönelik şiddet olaylarının artması, pek çok kadının hayatını olumsuz etkileyen bir gerçek haline geliyor. Þallý’nin bu yaşadıkları, kadınların yalnız olmadığını ve seslerini yükseltmeleri gerektiğinin bir örneği oldu.

Sanatçı, şiddetin sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal olarak da yıkıcı etkileri olduğunu ifade etti. Uður Akkuþ tarafından maruz kaldığı şiddetin ayrıntılarını paylaşmak zorunda kalmanın, yaşadığı travmayı yeniden tetiklediğini söyledi. Boşanma sürecinin getirdiği stres ve zorluklarla birlikte, yaşadığı şiddetin etkilerini atlatarak hayatına sağlıklı bir şekilde devam etmeye çalıştığını vurguladı.

Ebru Þallý, yaşadığı şiddete karşı durmayı başardığını ve bu sayede hem kendini hem de diğer kadınları koruma adına adımlar attığını ifade etti. Şiddet mağdurlarının yalnız olmadığını vurgulayan Þallý, bu tür olayların üstesinden gelmek için toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini söyledi. Kadınların güçlenmesi ve benzer durumlarla karşılaşan diğer bireylere destek olabilmek, bu mücadelenin en önemli parçalarından biri olarak belirledi.

Sonuç olarak, Ebru Þallý’nin yaşadığı bu olay, sadece kendi hayatında değil, toplumda sıkça göz ardı edilen bir konuya ışık tutuyor. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve bu konuda fernedecek adımlar atılması gerektiği gerçeği, Þallý'nin başvurduğu mahkeme gibi yasal süreçlerin önemini de bir kez daha gözler önüne seriyor. Kadınların yaşadıkları şiddeti kabul etmemeleri gerektiği mesajı, bu tür olaylarla yüzleşen herkes için önemli bir destek oluşturmaktadır.