22 Mayıs Dünya Biyoçeşitlilik Günü, sadece doğanın canlılığını kutlamakla kalmayıp, aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin korunmasına dair önemli bir farkındalık yaratma fırsatıdır. Bu özel günde, "Türkiye’nin Nesli Tehlike Altındaki Sesleri" isimli bir albümün yayımlanması, bu bağlamda dikkate değer bir gelişme olarak öne çıkıyor. Bu albüm, sadece müzikal bir deneyim sunmanın ötesinde, kültürel ve ekolojik bir hafıza çağrısı niteliği taşıyor.

Albüm, Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı desteğiyle, sanatçı Yaz Güvendi tarafından yürütülen bir proje çerçevesinde ortaya çıktı. Bu proje, Türkiye'de nesli tehlike altında olan ve ormanlar, dağlar, bozkırlar, sulak alanlar ile denizlerde yaşayan 31 kuş türünün seslerini içermektedir. Albümde, urkeklik, elmabaş patka ve dikkuyruk gibi özel türlerin seslerine yer verilerek, dinleyicilere bu hayvanların dünyasını tanıma fırsatı sunulmuştur.

Albümün en dikkat çekici özelliklerinden biri, her parça için belirli bir kuş sesinin başlangıç noktasını oluşturmasıdır. Daha sonra bu sesler, uygun enstrümanlarla birleştirilerek bestelenmiştir. Bu yaratıcı süreçte, tarihi kökleri milattan öncesine dayanan beş geleneksel çalgı, özellikle çeng sazı gibi nadir müzik aletleri kullanılmıştır. Proje, kuş gözlemcileri ile müzisyenlerin iş birliğiyle geliştirilmiştir ve her müzisyen, albümde farklı bir parçayı bestelemiş, bu da belirli bir çeşitlilik yaratmıştır.

Albümde yer alan müzisyenler arasında Akın Orbay, Can Saka, Kerem Feyzi, Murat Küçükarslan ve Turgut Mavuk bulunmaktadır. Bu sanatçılar, hem doğadan ilham alarak eserler yaratırken, hem de doğanın korumasına yönelik bir çaba sergilemişlerdir. Böylece sanatın, doğayla iç içe geçmiş bir şekilde insanlara ulaşması hedeflenmiştir.

"Türkiye’nin Nesli Tehlike Altındaki Sesleri" albümü, sadece müzik dinlemenin ötesinde, dinleyicileri doğa koruma çabaları konusunda bilinçlendirmeyi ve duyarlılık kazandırmayı amaçlıyor. 22 Mayıs'tan itibaren tüm dijital müzik platformlarında yer alacak olan bu albüm, hem sanatın hem de doğal yaşamın sağlıklı bir denge içinde var olabileceğini göstermektedir. Bu tür çalışmalar, doğanın ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik yaratıcı katkılar sağlayarak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma hedefini desteklemektedir.