"Unutmak mı, hatırlamak mı? Tiyatroda yüzleşme"

Toplumsal hafızanın giderek silindiği, geçmişin hızla unutulduğu bir dönemde, Zehra İpşiroğlu'nun yazdığı oyun, izleyicileri belleklerinin kırık aynasıyla yüzleşmeye davet ediyor. Bu eser, "unutmak mı daha kolaydır, yoksa hatırlamak mı daha sancılıdır?" sorusunu doğrudan yanıtlamıyor; bunun yerine seyircinin içindeki cevaplara bir kapı aralıyor.

Sahne performanslarıyla öne çıkan oyuncular, adeta seyircinin ruhuna sesleniyor. Aslı Başak Hanoğlu’nun hayat verdiği "Suzan" karakteri ile Ebru Suna'nın "Selen" yorumu, yalnızca bir karakterin değil, birçok kadının ortak hafızasına dokunuyor. Her cümle, her duruş, geçmiş ile bugün arasında bir köprü oluşturuyor.

Kutsal Tansu Şahin, Baran Ayhan, Evren Kazma ve Mert Nadir Bulut’un dengeli ve içten performansları ise bu köprünün direkleri gibi. Bu oyuncular, birlikte bir hafıza inşa ediyor; bazen çatlayan, bazen parlayan ama asla kaybolmayan bir hafızayı gözler önüne seriyor.

Etkinlik sonrası yapılan samimi sohbetlerde birçok izleyici, kendi hayatına dair unutulmuş anılardan bahsetti. "Ben de hatırlamıyordum, ama bu oyunla birden zihnimde belirdi," diyenlerin sayısı bir hayli fazlaydı. Bu durum, tiyatronun sadece izlenen bir sanat değil, içten içe yaşanan bir deneyim olduğunun altını çiziyor. "Hatırlayamadıklarımız" isimli oyunda bu içsel yolculuk da tam olarak başarıldı.

Gösterim sadece bir hikâye sunmakla kalmadı; aynı zamanda bir toplumun, bir ailenin, bir kadının ve bir çocuğun hatırlama çabasını sergiledi. Zaman zaman hatırlamak acı versede, aynı zamanda iyileştirici bir yan taşıyor. Geçmişle yüzleşmek, bireyler için önemli bir adım.

Bu özel akşam, sahnedeki beyaz örtülü masa etrafında toplanan sanatçıların emekleriyle bir hafıza şölenine dönüştü. Işıkların aydınlattığı sade dekor, karanlıkta kalan birçok anıyı gün yüzüne çıkardı. Her detayın, her ışığın ve her oyuncunun büyük bir anlam taşıdığı gözlemlendi.

Tiyatronun gücünü bir kez daha gösteren bu etkinlik, izleyicilere sadece bir gösteri sunmadı; aynı zamanda içsel bir yolculuk önerdi. Zehra İpşiroğlu'nun kalemi, oyuncuların yüreği ve seyircinin ruhu arasında güçlü bir bağ kuruldu. Bu akşam, izleyiciler için unutulmaz bir deneyim yarattı.

Çünkü bazı oyunlar sadece izlenmez; hatırlanır. Bu, tiyatronun sunduğu en büyük hediyelerden biri olarak öne çıkıyor.

Haberi Paylaşın!

"Engelli Hayvanlar İçin Farkındalık Etkinliği"

"Derici'nin Alaçatı'daki Bikinili Pozu Beğeni Yağmuruna Tutuldu!"