"Anoreksiya Nervoza: Genç Kadınlar İçin Tehlike!"

Anoreksiya Nervoza, 12-25 yaş arasındaki genç kadınlarda en sık görülen yeme bozukluklarından biridir. Özel Sağlık Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Gülşah Dinçer Atalay, bu hastalığın ülkemizdeki görülme sıklığının arttığını belirtti. Dr. Atalay, sosyal medyanın özellikle kadınlar üzerinde yarattığı güzellik algısının anoreksiya hastalığını tetiklediğine dikkat çekti. Anoreksiya Nervoza, kişinin aşırı zayıf olmasına rağmen kendini kilolu hissetmesi ve bu yüzden yeme davranışını aşırı kısıtlaması ile karakterize edilen ciddi bir yeme bozukluğudur. Bu durum, bireyin beden algısı bozukluğu yaşamasına ve hayatı üzerindeki kontrol ihtiyacını, istemediği duygularını yeme davranışı üzerinden yönetmeye çalışmasına yol açar.

Dr. Atalay, sosyal medyanın gençler üzerinde 'zayıf insanlar başarılı ve güzeldir' algısını oluşturacak şekilde içerikler sunduğunu vurguladı. Bu algı, özellikle gençlerin fit görünme takıntısına girmesine neden olmakta ve anoreksiya yatkınlığına sebep olan düşünce ve davranışları tetikleyebilmektedir. Böylece, bireyler kendilerini yeterince güzel veya başarılı hissetmemektedirler ve bu da anoreksiya gelişiminde önemli bir etken haline gelmektedir.

Anoreksiya Nervoza'nın ölüm oranı, diğer psikiyatrik hastalıklara göre en yüksek olanıdır. Dr. Atalay, anoreksiya nedeniyle vücuttaki kaslar ve yağ dokularının zamanla eridiğini, elektrolit dengesizliklerinin ortaya çıktığını ifade etti. Kalp kasının da etkilenmesi sebebiyle ani kalp durması riski taşımaktadır. Ayrıca, çeşitli organ yetmezlikleri gibi ciddi sağlık sorunları da gelişebilir. Dr. Atalay, anoreksiya tanısı konulan kişilerin çoğu zaman hastalıklarını kabul etmemesi nedeniyle tedaviye geç başvurduklarını vurguladı. Bu durum, tedavi sürecinin başarısız olmasına yol açan faktörlerden biridir.

Anoreksiya Nervoza tanılı bireylerde depersonalizasyon çok sık görülmekte ve bu durum intihar riskini artırmaktadır. Anoreksiya, en çok 12-25 yaş arasındaki genç kadınlarda gözlemlense de erkeklerde ve çocuklarda da ortaya çıkabilmektedir. Özellikle mükemmeliyetçi, kontrol odaklı ve dış onaya duyarlı bireyler, bu hastalık için risk altında olan gruplardandır. Bu kişiler aynaya baktıklarında, gerçek görünüm değil, zihnindeki çarpıtılmış görüntüyü görmektedirler.

Anoreksiya tedavisinde, yalnızca kişinin kilo oranını normale döndürmek yeterli değildir. Bu süreçte, bireyin beden algısındaki bozukluğun da düzeltilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, anoreksiya tedavi yöntemleri kapsamlı bir yaklaşım gerektirmektedir. Genel olarak, toplumsal baskılar, medyanın etkileri ve bireysel psikolojik dinamikler göz önünde bulundurularak, tedavi süreçlerinin dikkatlice planlanması ve gerçekleştirilmesi önemlidir.

Haberi Paylaşın!

Meme Kanseri: Erken Tespit Hayat Kurtarıyor!

Suda Doğumun Faydaları ve Güvenliği Hakkında Bilgiler