
"Yolsuzluktan tutuklanan müteahhite ihale yağıyor!"
CHP'li belediyelere yolsuzluk operasyonları düzenlenirken, AKP'li belediyelere yönelik benzer bir denetim sürecinin uygulanmaması, dikkat çekici bir tartışma konusu olmuştur. Bu çerçevede, 2020 yılında Samsun Büyükşehir Belediyesi'nde meydana gelen bir rüşvet vakası öne çıkmaktadır. 22 Aralık 2020'de Samsun Büyükşehir Belediyesi Mali Hizmetler Daire Başkanı Bahattin Karakaş, rüşvet alırken yakalanarak tutuklanmıştır. Hazırlanan iddianamede, yapılan teknik takipte Karakaş'ın, belediyeye hizmet veren müteahhit Yaşar Tütün'den rüşvet aldığı belgelenmiştir.
Karakaş'ın rüşvet aldığı tespit edilirken, müteahhit Tütün'ün, Karakaş'ı ailesiyle birlikte tatile gönderdiği ve tatilin masraflarının da Tütün'ün şirketi tarafından karşılandığı ortaya çıkmıştır. Karakaş ve Tütün, mahkeme sürecinde tutuklanmış, ancak bir süre sonra Tütün cezaevinden tahliye edilmiştir. Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 20 Ekim 2021’de görülen duruşmada, Karakaş'a rüşvet almak suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası verilmiş, ayrıca tahliye kararı çıkarılmıştır. Ancak dikkat çekici bir şekilde, müteahhit Tütün hakkında beraat kararı verilmiştir.
Karayolları Genel Müdürlüğü'nden ihale alan Yaşar Tütün, iktidara yakınlığı ile bilinen İsmail Tütün’ün yeğenidir. Tütün, kamu kurumlarından toplamda milyonlarca liralık ihaleler alarak dikkat çekmektedir. Son olarak, 26 Haziran 2025 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir ihalede yer almış, Rize merkezli Tütünler İnşaat ile 214 milyon 427 bin TL değerinde sözleşme imzalamıştır. Bu ihale, Kamu İhale Kanunu’nun acil durumlarda kullanılmasına yönelik 21/B maddesi gereğince pazarlık usulüyle düzenlenmiştir.
Tütünler İnşaat, 2011 yılından bu yana kamu kurumlarından yaklaşık 1,3 milyar TL değerinde 220 ihale almış olmasıyla oldukça büyük bir yapıya sahiptir. Bu durum, kamu ihaleleri süreçlerindeki şeffaflık ve denetim eksiklikleri açısından kritik bir sorun teşkil etmektedir. Rüşvet olaylarının yanı sıra, ihale süreçlerinin nasıl gerçekleştiği ve kimlerin bu ihalelerden yararlandığına dair soru işaretleri bulunmaktadır. Bu gibi durumların, kamu güvenini zedeleyici etkileri olabileceği ifade edilmektedir.
Sonuç olarak, yolsuzlukla mücadele ve kamu kaynaklarının adil bir şekilde kullanımı konusundaki kaygıların artması, bu tür olayların üzerine gidilmesi konusunda daha titiz bir yaklaşımın benimsenmesini zorunlu kılmaktadır. Hem yerel yönetimler hem de merkezi otorite tarafından yapılacak denetimlerin artırılması, kamu kaynaklarının daha etkin kullanımı açısından büyük önem taşımaktadır.