
Tolstoy'un Derin Sözleri: İnsan ve Ahlak Üzerine
Hacı Ahmet Ünlü, 1828 ile 1910 yılları arasında yaşamış olan ünlü Rus yazar Lev Tolstoy'un ardında bıraktığı eserler ve düşüncelerle günümüzde hala anıldığını vurguluyor. Tolstoy, insan doğası, ahlak, hayatın anlamı ve toplumsal ilişkiler üzerine derin düşünceler geliştirmiş bir yazar olarak tanınmaktadır. Yazının ilerleyen bölümünde Tolstoy’un bazı önemli sözlerine yer verilecek ve bu sözlerin üzerinden yapılan yorumlar ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.
Tolstoy, "Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar." sözüyle, kendisini çevresindeki topluma dahil etmekte zorluk çeken, kendi fikirlerinin etkisi altında kalan bireyleri eleştirir. Bu söz, insanların bazen gerçeklikten uzaklaşarak kendi hayal dünyalarına kapıldıklarını ifade eder.
Bir diğer önemli sözü ise, "Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gereken leri zamanında yaşayacaksın ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın." Bu ifade, zamanın değerini ve fırsatları kaçırmanın getirilerini sorgulatır. Hayatın geçici olduğu ve bu geçici süreçte fırsatları değerlendirmenin önemi vurgulanmaktadır.
Tolstoy, "Bozuk para insanın cebini deler, bozuk insan da kalbini. Bu yüzden harcayın, ikisini de gitsin." sözüyle, hem maddi hem de manevi değerlerin insan üzerindeki etkisini sorgularken, gereksiz yüklerden kurtulmanın gerekliliğine işaret eder. Bu, insanlara, ruhsal ve maddi anlamda özgürleşme çağrısıdır.
Tolstoy, "İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir." diyerek, ruhsal awakening'in önemini vurgular. Bu, her bireyin kendi içsel dönüşümüne ve ruhunu beslemesine dikkat etmesi gerektiğini ifade eder.
"Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez." ifadesi, bireylerin öz eleştiri yapmadına ve toplumsal problemleri açık bir şekilde görmekte zorlandıklarına işaret eder. Bu durum, insanları kendilerini geliştirmeye teşvik eden önemli bir mesajdır.
Tolstoy’un bir başka sözü, "Varlığı bir şey kazandırmayan insanların yokluğu hiçbir şey kaybettirmez." şeklindedir. Bu ifade, yaşamda anlam ve değer taşımayan ilişkilerin, varlıkların ve durumların insan hayatında oluşturduğu yükü sorgulatır.
"Bil ki, yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın." sözü, etrafındaki insanlara olumlu etki bırakmanın önemini vurgular. Burada Tolstoy, insanları başkalarına iyi davranmaya ve bu davranışların kendilerini nasıl tanımlayacağına dair düşündürmektedir.
Tolstoy ayrıca, "Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır." diyerek, empati kurmanın ve başkalarının hislerini anlamanın önemini belirtir. Bu, insan olmanın temel niteliklerinden birisini temsil etmektedir.
"Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötüdür." ifadesi, bencilliği eleştirir ve insanları toplumsal sorumluluk taşıma konusunda düşünmeye sevk eder. Topluma karşı bir sorumluluk bilinci oluşturmanın gerekliliği, Tolstoy’un bu sözünde ön plana çıkmaktadır.
Son olarak, Tolstoy’un "Başların hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşamıyor." sözü, bireylere çevrelerinden öğrenim sağlamak ve tecrübeleri değerlendirmek gerektiğini hatırlatır. Bu durum, toplumsal bilincin geliştirilmesine katkı sunan önemli bir nokta olarak değerlendirilebilir.
Tolstoy'un bu sözleri, zekice biçimde insan doğasının karmaşıklığını, ahlaki değerlerin önemini, zamanın kıymetini ve toplumsal ilişkilerin derinliğini gözler önüne serer. Yazdığı eserlerle ve ortaya koyduğu düşüncelerle, hala insanlara ilham vermekte ve onları düşündürmeye devam etmektedir.