Balkanlarda faaliyet gösteren organize suç çeteleri, Türk polisinin gerçekleştirdiği bir operasyonda büyük bir skandala yol açtı. Saldırının ardından yakalanan yabancı uyruklu şüpheli, Türk polisi tarafından yapılan soruşturmanın başlangıcını oluşturdu. Şüphelinin üzerinden çıkan sahte kimliklerin izini süren Türk polisi, Balkanlar'ın en güçlü suç örgütlerinden en az 60 üyesinin 2013 yılından bu yana sahte belgelerle Bosna-Hersek pasaportu alarak dünya genelinde dolaştığını belirledi.

Bosna-Hersek'te geçen hafta gerçekleştirilen bir operasyonda, aralarında polislerin de bulunduğu 5 şüpheli gözaltına alındı. Yapılan operasyon, çete liderinin infaz edilmesinin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından başlatıldı. Kavackı suç örgütünün Türkiye'deki bağlantıları aracılığıyla saldırıyı planladığı tespit edildi. Elde edilen bilgiler doğrultusunda, saldırıyı organize eden çete üyelerinin kaldığı adreslere baskın düzenlendi.

Operasyon sırasında yakalanan Andrej Jovic'in üzerinden 3 farklı isimde kimlik belgesi çıktığı kaydedildi. Jovic, gerçek adının bu olduğunu iddia etse de, Türk polisi bilgiyi doğrulamak için Bosna-Hersek Kimlik Veri Tabanı Merkezi ile iletişime geçti. Kimlikteki fotoğraf, Bosna-Hersek polisi tarafından doğrulama için gönderildi. Karşılaştırma sonucunda, Jovic'in gerçek adının Radoje Zivkovic olduğu ve uluslararası düzeyde arandığı belirlendi.

Türk polisi, Zivkovic'in üzerinden çıkan sahte kimlik belgeleri ve elde ettiği bilgileri Bosna-Hersek polisiyle paylaştı. Bosna-Hersek polisi, Radoje Zivkovic’in 2021 yılında Bosna pasaportu için başvuru yaptığını tespit etti. Bu durum, uluslararası suç örgütünün işleyişine dair endişeleri artırdı.

Son yapılan operasyonda, sahte kimlikleri hazırlayan eski bir polis memurunun da aralarında bulunduğu 5 şüpheli gözaltına alındı. Çetenin, Bosna-Hersek vatandaşlarının kimlik veri tabanına ulaşabilmek için doğrudan kendi bilgisayarlarına kurdukları bir sistemle veri hırsızlığı yaptığı belirlenmiştir. Bu durum, organize suç çetelerinin siber suçluktaki yeteneklerini ve devlet kurumlarının siber güvenlik önlemlerindeki zayıf noktaları bir kez daha gözler önüne serdi.

Türk polisi, Zivkovic ve çeteye bağlı diğer üyelerin sahte belgelerle gerçekleştirdikleri faaliyetlerin izini sürmeye devam ederken, bu tür organize suçların Balkanlar ve dünya genelindeki etkilerini azaltmaya yönelik operasyonların artması beklenmektedir. Bu süreçte, uluslararası iş birliğinin ve koordinasyonun öneminin bir kez daha altı çizilmiştir. Bosna-Hersek ve Türkiye’nin ortak yürüttüğü bu operasyonda elde edilen bilgiler, suç örgütlerinin aydınlatılması açısından büyük bir adım olarak değerlendirilmektedir.