"Yeni Albüm ve Anılar: Ceren Akyıldız ile Sohbet"

Müzik dünyasında kendine özel bir yer edinen Ceren, yeni albümünün içeriği hakkında samimi açıklamalar yapıyor. Albümdeki 12 şarkıdan 11’inin kendisine ait olduğunu belirten Ceren, yalnızca annesinin 90’lı yıllarda yazdığı bir şarkıyı da “Sevdadan Ateşten Gömlek” olarak yorumluyor. Bu şarkının, hem müzikal hem de duygusal bir miras olduğunu vurgulayan sanatçı, şarkıyı ilk kez dinlediği anı hatırlamasa da, çocukluğunda kendisine mutluluk verdiğini ifade ediyor.

Şarkı kaydetmenin, geleceğe bir mektup bırakmak gibi hissettirdiğini söyleyen Ceren, günümüzde herkesin iyi hissetmeye ve mutlu anlar yakalamaya ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Ayrıca, müzikal kimliğini bir piyanist, hikaye anlatıcısı ve yapımcı olarak tanımlayan sanatçı, bu çok katmanlı üretim sürecinin kendisini çoğu zaman yorabileceğini fakat artıları ile kendisinin bir parçası olduğunu ifade ediyor.

Ceren, “Sevdadan Ateşten Gömlek” şarkısının klibini İtalya'da çekmiş. Kuzey İtalya'nın sıcak ve albenili estetiğinin şarkının ruhuyla örtüşeceğine inandığını belirten sanatçı, izleyicilerin samimi ve doğal içeriklere yöneldiğini dile getiriyor. Ceren, görsel dünyasının şarkının hissettirdikleriyle örtüşmesinin yeterli olduğunu vurguluyor ve bu realiteyi bağımsız bir müzisyen olarak avantajına çevirdiğini söylüyor.

Albümdeki 11 şarkının sadece kendisine ait olduğunu ifade eden Ceren, yoğun kişisel üretim sürecinde duygusal tükenmişliği nasıl yönettiğini sorulduğunda, içindeki şarkı yazma aşkının kendisini sürekli heyecanlandırdığını belirtiyor. Ayrıca, günlük hayatında sinema ve edebiyatın merkezde olduğunu ve sürekli yaratıcılığını ön planda tuttuğunu aktarıyor. Ancak sanatçının, kapsayıcı bir müzik endüstrisinin eksikliği nedeniyle zorluklar yaşadığını ve bu durumun birçok iyi müzisyeni görünmez kıldığını düşündüğünü belirtiyor.

Ceren, müziğinde hem kırılgan hem de güçlü bir kadın sesi barındırmasıyla ilgili, bu iki zıt duygunun müziğine yansıdığını ifade ediyor. Bunun bir tercih değil, hayatın getirdiği bir ifade biçimi olduğunu düşündüğünü belirten sanatçı, kırılganlıklarının aslında hayatı algılayış ve ifade etme biçiminin kaynağı olduğunu düşünüyor.

Doğu ve batı tınılarının hissedildiği müziğiyle ilgili olarak, Türkçe pop sahnesinde bu dengeyi yakalayabilen çok az ismin olduğunu vurgulayan Ceren, müziğinde farklı türlere ilginin ve doğal yatkınlığın özgünlüğü sağladığını söylüyor. Kendine benzemeye çalıştığını belirten sanatçı, halk müziği ve Türk sanat müziği gelenekleriyle yetişmiş olmasını bu özgünlüğün kaynağı olarak görüyor.

Bağımsız bir kadın sanatçı olarak yapımcılığını üstlendiği albümde iç sesle olan savaşını da anlatan Ceren, sürecin başında kendisiyle gergin bir ilişki kurduğunu ancak zamanla bu ilişkinin daha sevgi dolu ve sağlam bir hale geldiğini ifade ediyor.

Ceren, Türkçe pop müziğine romantik ve özgün bir kapı aralamayı hedeflediğini belirtirken, dinleyicilerin hâlâ aşk, şiir ve hikaye dinlemeye açık olup olmadığını sorguluyor. Bunu, aşka özgü farklı yaklaşımların asla modasının geçmeyeceğine olan inancıyla açıklıyor. İçsel olarak dinleyicilerin kalbine hitap eden şarkıların var olabileceğine inandığını ve o şarkılarla karşılaşmanın önemli olduğunu vurguluyor.

Ceren, yakın zamanda bir live session kaydettiklerini açıklayarak, albümden parçalar ve eski bir şarkının yanı sıra sürpriz bir düet de içereceğini belirtiyor. Ekim ayında ertelenen albüm konserlerine İstanbul, Eskişehir ve Ankara ile başlayacağını müjdeliyor.

Haberi Paylaşın!

"Yapay Zeka ile Müzik: Alican Gölle’nin Yol Yordam"

"Maxx Art Galeri: Sanat ve Yaz Buluşması"