
"İnan Kıraç'ın Kaçırılması ve İddianame Süreci"
İnan Kıraç Hakkında Hazırlanan İddianame: Emine Alangoya ve Çalışanları Hakkında Suçlamalar
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, ünlü iş insanı İnan Kıraç’ın eski eşi Emine Alangoya ve bazı çalışanları hakkında "nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali" suçlamalarıyla iddianame hazırlamıştır. İnan Kıraç'ın kızı İpek Kıraç tarafından açılan davalar sonucunda, Alangoya ile İnan Kıraç’ın evliliği iptal edilmiş; Kıraç'ın demans hastalığı nedeniyle vesayet altına alınmasına karar verilmiştir. Hazırlanan iddianamedeki detaylar, kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştır.
Hastaneden Kaçırılma İddiası
İddianameye göre, İnan Kıraç, 23 Mayıs 2025 tarihinde Koç Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gördüğü sırada, Emine Alangoya’nın talimatıyla çalışanlar Barış Coşkun, Ali Şenol ve Kamil İpek tarafından hastaneden kaçırıldığı öne sürülmektedir. Kıraç'ın vasilerinin izni olmadan Antalya’ya götürülmeye çalışıldığı, ancak Alangoya’nın talimatıyla Vaniköy’deki ikametine bırakıldığı belirtilmiştir. Bu olay, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmayla birleştirilmiştir.
Hukuka Aykırı Evlilik ve Demans Teşhisi
İpek Kıraç’ın savcılığa sunduğu dilekçede, Emine Alangoya ile İnan Kıraç’ın evliliğinin hukuka aykırı olduğu, evlilik tarihinde Kıraç’ın demans hastalığı nedeniyle fiil ehliyetine sahip olmadığı ifade edilmiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun 26 Şubat 2025 tarihli raporunda, Kıraç’ta "şuur ve hareket serbestisini ortadan kaldıran derecede demans" tespit edildiği, bu nedenle tek başına hukuki işlem yapamayacağı belirtilmiştir. 19 Mart 2025 tarihinde İstanbul Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi, Kıraç’ın akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmasına ve vasi atanmasına karar vermiştir.
Tedavi Engellendi
İddianamede, Emine Alangoya’nın Kıraç’ın demans teşhisini kabul etmediği, gerekli tıbbi tedavileri engellediği ve vasiler tarafından gönderilen hemşireleri ikamete almadığı öne sürülmüştür. Alangoya’nın, Kıraç’ı sağlık kontrollerinden kaçırmak amacıyla 3 Mayıs 2025 tarihinde Bodrum’a, 10 Mayıs’ta ise Antalya’ya karayolu ile götürdüğü iddia edilmiştir. Bu yolculukların Kıraç’ın sağlık durumunu kötüleştirdiği ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçunu oluşturduğu öne sürülmüştür. Ayrıca, Alangoya’nın şeker hastası olan Kıraç’a tatlı yedirdiği ve bakımında gerekli özeni göstermediği gerekçesiyle "aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali" suçunu işlediği kaydedilmiştir.
Eziyet Suçuna İtiraz
İddianamede, Kıraç’ın uzun süreli karayolu yolculuklarının "eziyet" suçunu oluşturduğuna dair iddialar ise reddedilmiştir. Gerekçe olarak, Kıraç’a yolculuklarda diğer yardımcıların eşlik etmesi ve yalnızca karayolu ile seyahat edilmesinin eziyet suçu kapsamına girmediği belirtilmiştir.
Şüpheli İfadeleri ve Yargılama Süreci
Şüpheliler Kenan İpek, Ali Şenol ve Barış Coşkun’un ifadeleri, dosya kapsamındaki görüntü inceleme tutanakları, adli tıp ve bilirkişi raporlarıyla çeliştiği için itibar görmemiştir. Emine Alangoya’nın inkâra yönelik beyanları da delillerle uyuşmadığı gerekçesiyle kabul edilmemiştir. Savcılık, şüphelilerin Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca cezalandırılmasını talep etmiştir.
İddianame, uzlaştırma kapsamındaki suçların "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçuyla birlikte işlenmesi sebebiyle doğrudan yargılamaya geçilmesi gerektiğini belirtmiştir. Emine Alangoya ve diğer şüphelilerin yargılanması için mahkeme süreci başlayacaktır.