"Fatih Altaylı'ya 4 yıl 2 ay hapis cezası"
Sosyal medya üzerinden paylaşımlarıyla gündeme gelen gazeteci Fatih Altaylı, "Cumhurbaşkanı'nı hedef alan tehdit içerikli sözler" sarf ettiği iddiasıyla 5 yıldan az olmamak şartıyla hapis cezası istemiyle yargılanmaktadır. 22 Haziran 2023 tarihinden bu yana tutuklu bulunan Altaylı'nın davası, bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Duruşma sonucunda Altaylı'ya 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi ve tutukluluğunun devamına karar verildi.
Fatih Altaylı hakkında, kendisine ait YouTube kanalında yayımlanan bir videodaki konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alarak tehdit içerikli sözler sarf ettiği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından resen soruşturma başlatıldı. Altaylı, soruşturma kapsamında gözaltına alındı ve işlemlerinin ardından 22 Haziran 2023 tarihinde tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildi.
Duruşmanın ilkinde, 3 Ekim 2023'te savunma yapan Altaylı, "Ben ortada bir tehdit olduğuna kanaatinde değilim. Hayatımda kimseyi tehdit etmedim. Konuşmamın 10-15 saniyelik bir kısmı gündeme getirildi." şeklinde açıklamada bulundu. Bununla birlikte mahkeme heyeti, Altaylı'nın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Ayrıca mahkeme, esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar vererek duruşmayı 26 Kasım 2023'e erteledi.
Fatih Altaylı'nın YouTube kanalına da erişim engeli getirildi. Bu durum, Altaylı'nın sosyal medya platformlarındaki dokunuşlarının ne denli etkili olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Gazeteci hakkında ayrıca "Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" iddiasıyla da yeni bir soruşturma başlatıldığı bilgisi geldi. Bu gelişmeler, medya özgürlüğü ve sosyal medya üzerindeki denetimlerin artmasına dair tartışmaları da körüklemektedir.
Fatih Altaylı'nın tutuklanması ve yargılanması süreci, Türkiye'de medya mensuplarının karşılaştığı zorlukları ve sosyal medyanın etkisini bir kez daha gözler önüne serdi. Kamuoyunda ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarında, Altaylı'nın tutukluluğu ve yargı süreci hakkında farklı görüşler dile getirilmektedir. Özellikle ifade özgürlüğü savunucuları, bu durumun basın özgürlüğü üzerindeki tehditleri artıracağına dikkat çekmektedir.



