Son yıllarda "pozitif enerji" terimi, birçok insan tarafından yüzeysel bir yaklaşım olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda "katkı" kavramı da sıklıkla kötüye kullanılmaktadır. Pozitif katkı adı altında sunulan bazı fikirler ve uygulamalar, kişisel gelişimden uzak ve manipülasyona açık hale gelebiliyor. Bu noktada, özellikle sağlık, dini inançlar ve maneviyat gibi hassas konularda bireylerin inanç sistemlerinin istismarı, toplumsal açıdan ciddi bir sorun teşkil etmektedir.

Bu konudaki açıklamalarıyla dikkat çeken Sevgi Keleş, pozitif katkının yalnızca iyi niyetle değil, bilgiyle, etikle ve sorumlulukla şekillendirilmiş bir bilinç olduğunu vurgulamaktadır. Keleş, insanlara ruhsal ve fiziksel sorunlarını çözme vaadiyle ortaya çıkan, bilimsel bir temeli olmayan yaklaşımlara karşı da uyarılarda bulunmaktadır. Buna ek olarak, danışan mahremiyetinin korunması, etik sınırların gözetilmesi ve kişisel gelişim alanında güvenin yeniden inşa edilmesi gerektiğini ifade etmektedir.

Uluslararası geçerliliği olan "Global Glow Master Trainer" unvanına sahip olan Keleş, Türkiye’de bu belgeyi alan ilk kişi olmuştur. Bu bilinçle, sadece bireysel düzeyde değil, aynı zamanda alanın tümüne ilham veren bir duruş sergilemektedir. Glow yaklaşımını "bir stil değil, bir bilinç" olarak tanımlayan Keleş, etik farkındalığın kişisel gelişim kadar önemli olduğunu ve her uzmanının kendi sınırlarını bilmesi gerektiğini ifade etmektedir.

Keleş’in yürüttüğü çalışmalar, bireysel dönüşümün ötesine geçerek profesyonel duruş ve uluslararası etik ilkelerin önemini vurgulamaktadır. Pozitif katkının ne olduğu kadar ne olmadığına dair bir anlayış geliştirilmesi gerektiğine inanan Keleş, bu yaklaşımıyla daha bilinçli, daha güvenilir ve daha şeffaf bir gelişim alanı inşa etme yolunda önemli bir adım atmaktadır. Bu durum, bireylerin kişisel gelişim süreçlerini daha sağlıklı bir çerçevede yürütmelerine katkı sağlayabilir.

Sonuç olarak, Keleş'in vurguladığı bu ilkeler, pozitif katkı arayışında bulunan bireyler için önemli bir rehberlik sağlayabilir. Pozitif katkı anlayışının sadece yüzeysel bir şekilde ele alınmasının ötesine geçilmesi, etik değerlerin benimsenmesi ve bireylerin gerçek ihtiyaçlarının karşılanması adına büyük bir önem taşımaktadır. Bu noktada, Sevgi Keleş'in görüşleri, kişisel gelişim alanında daha sağlam ve güvenilir temeller oluşturmaya yönelik önemli bir başlangıç sunmaktadır.