İstanbul 39. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davada, suç örgütü üyesi Turan Yıldırım'ın yurtdışına firarına karışan ünlü şarkıcı Merve Özbey'in eşi Kenan Koçak ile birlikte, Edirne İl Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 3. Sınıf Emniyet Müdürü M.D.K. ve 62 sanığın yargılandığı süreçte, tutuklu ve tutuksuz sanıklar duruşmaya katıldı. Duruşmada savunma yapan sanıklar, mahkemeden beraat ve tahliye talebinde bulundu. Ayrıca, sanık avukatları da müvekkillerinin beraatini istedi.

Duruşma sırasında alınan savunma ve beyanların ardından mahkeme heyeti, Kenan Koçak'ın da aralarında bulunduğu 20 sanığın tutuklulukta geçirdikleri süreyi dikkate alarak tahliye edilmesine karar verdi. 9 sanığın ise tutukluluk hallerinin devamına hükmedilerek duruşma ertelendi.

İddianame, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanmış olup, 248 sayfa uzunluğundadır. İddianamede, Sarallar örgütünün üyelerinin hiyerarşik düzen içerisinde yaşantılarını sürdürdükleri ve eylem gerçekleştirmeye her an hazır oldukları bilgisine yer verildi. Örgüt üyelerinin geçmişte işledikleri suçlarda fedakarlık gösterdikleri ve silah ile mühimmat bulundurma durumları detaylı bir şekilde anlatıldı.

Örgütün kamu görevlileriyle bağlantıları olduğu ve bu ilişkiler aracılığıyla suç işlenmesine, gizliliğin ihlal edilmesine yönelik faaliyetler yürüttükleri belirtilerek, bazı kamu görevlileriyle çıkar ilişkileri içerisine girdikleri kaydedildi. İddianamede, 'Sarallar' suç örgütü üyesi oldukları tespit edilen birçok şüpheli ismi geçerken, Kenan Koçak ile gözaltına alınan diğer bazı şüphelilerin bu örgüte üye olmadıkları, ancak yardım eden kişiler arasında yer aldıkları vurgulandı.

Kenan Koçak hakkında, 'suçluyu kayırma', 'göçmen kaçakçılığı' ve 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme' gibi suçlamalardan 13 yıl 9 aydan 29 yıla kadar hapis cezası talep edildi. M.D.K. hakkında ise 14 yıldan 35 yıl 6 ay kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Öte yandan, kırmızı bültenle aranan Turan Yıldırım hakkında ise, 'nitelikli yağma', 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak' ve 'kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme' suçlarından 30 yıldan 60 yıla kadar hapis cezası istendi.

Son olarak, 59 şüphelinin, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak', 'nitelikli yağma', 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak' gibi maddelerden 6 yıldan 33 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi. Bu davanın seyri ve sonuçları, Türkiye'deki suç örgütleri ve bunlarla mücadele açısından büyük önem taşımaktadır. Yargı süreci, adaletin ne denli sağlandığı ve suç örgütleriyle etkin mücadele konularında dikkatle takip edilmektedir.