"Serenay Sarıkaya: Kendimi Anlama Yolculuğum"
Serenay Sarıkaya, iki buçuk yıl süren yoğun bir çalışma döneminin ardından kendine dinlenme molası vermiş. Bu süreçte, iç dünyasına yönelerek, üretim biçimini ve oyunculuk anlayışını yeniden tanımlamış. Kendisi, bu dönemi içsel bir olgunluğa eriştiği ve hayatı daha derin bir bakış açısıyla değerlendirdiği bir dönem olarak nitelendiriyor. Şu anda, dinginliği ve üretkenliği bir arada yaşadığı bir evrede olduğunu ifade eden Serenay, "Alıştığımın tersine, daha durgun ama başka yerlerden beslendiğim, kendimi içerden kuvvetlendirmeye çalıştığım bir dönemdeyim" diyor.
Kendisi ile yapılan röportajda, değişim ve dönüşüm sürecine dair düşüncelerini paylaşıyor. Serenay, 15 yaşında sektöre adım attığını ve şu anda 18 yılını tamamlayacağı bir dönemde olduğunu belirtiyor. Çocukluktan gençlik dönemine geçişi, bunun getirdiği zorluklar ve kolaylıklarla birlikte yaşadığını vurgulayan Sarıkaya, "Büyüme yolculuğumun, insan psikolojisi ile daha yakından ilişki kurarak derin bir empati becerisi kazanmakla ilgili olduğunu düşünüyorum" diyor. Bu süreç, onun bakış açısını ve düşünce tarzını zenginleştirmiş.
Serenay, insan davranışlarını inceleme ve gerekçelendirme konusuna olan ilgisini de paylaşıyor. İnsanları gözlemleyerek onların hayat hikayelerini düşünmenin kendisine çok şey kattığını belirtiyor. Kendi çocukluk anılarında, saatlerce insan davranışlarını gözlemleyerek geçirdiği zamanlardan bahseden Serenay, bu deneyimlerin kendisini düşündürme ve derinleştirme adına çok faydalı olduğunu düşünüyor. "Oyunculuğun en büyük parçalarından biri psikoloji ve gözlem. Anladığınızda, başka dışavurumlar ortaya çıkıyor" diyor.
Kendi hayatına döndüğünde, başarılı bir kariyere rağmen kendisiyle bir yarış içinde olmadığını belirten Serenay, "Başarı, bana göre hep kendimle ilgili bir şey oldu. Kendimi anlamaya ve geliştirmeye meraklıyım" ifadesini kullanıyor. Hayatında mutluluğu ve yaşamdan tat almak adına kendisine sorular sorduğunu ifade eden Serenay, "İyi miyim? Mutlu muyum?" gibi değerlendirmeler yaparak iç huzurunu sağlamayı öncelikli kılıyor.
Serenay, ünlü olmanın getirdiği sorumlulukla birlikte mahremiyetinin de sıkça zorlandığını ifade ediyor. Ancak şöhreti asla bir sonuca ulaşılması gereken bir hedef olarak görmediğini belirtiyor. Duygusal olarak, bu süreçleri daha iyi sindirdiğini ve olumsuzlukları bertaraf edebilme yeteneğinin arttığını düşünüyor. "Gerçeklik ile olan ilişkimi hiç kaybetmedim," diyor ve geleceğe dair olarak bilinçli duraklamalar yaparak kendini sorguladığını da ekliyor.
Serenay, yaratıcı yönlerini de geliştirerek yazma ve çizme gibi aktiviteler yaptığını, bu süreçlerde kendini ifade etme ihtiyacı hissettiğini belirtiyor. "Benim için yaratıcı olmak zaman gerektiriyor," demekte. Hayatında etkileyici cümlelerle ilgili ise annesinin kendisine söylediği bir şeyi paylaşarak, "Gül, gözlerinle, kalbinle, ağzınla gül," şeklindeki öğüdün ona ilham verdiğini ifade ediyor.
Bireysel ilişkilerine dair de gerçekliğin ve samimiyetin önemli olduğunu belirten Serenay, bu değerlere sahip insanlarla kalıcı ilişkiler kurmayı tercih ediyor. Mavi markasıyla olan uzun yıllara dayanan iş birliğini de vurgulayan Serenay, Mavi'nin toplumsal duyarlılığı ve kadının gücünü ön plana çıkaran yaklaşımını sevdiğini dile getiriyor. Mavi, onun için bir aile gibi ve bu bağın sürdürülebilir olması ona büyük mutluluk veriyor.
Son olarak, yapay zeka hakkında da düşüncelerini paylaşarak, sanatta el emeğine olan aşkını vurguluyor. "Kusurlar; yıpranmışlık ve yılların biriktirdiği hikayelerdir," diyor. Serenay'a göre, yapay zekanın insanın yaşadığı tecrübeleri ve duygusal derinlikleri yansıtması mümkün değil. Onun tercih ettiği, insana dair olan, kusurların ve hikayelerin daha gerçekçi olduğudur.



