Gülcan Demir'in "Þurimþine" isimli şarküsü, klip çekimleri sırasında yaşadığı zorluklara rağmen büyük bir hit haline geldi. Şarkının her bir nota ve dizesini titizlikle çalıştıklarını belirten Gülcan, bu süreçte Müzik Hocası Mehmet Ali Babar ve Müzik Yönetmeni Samet Akkuş ile olan iş birliklerinin önemine vurgu yaptı. Çekimler sırasında giydiği ince gelinlik elbise nedeniyle hastaneye yatmak zorunda kaldığını anlatan Demir, bu fedakarlıkların klipteki her kareye değer kattığını düşünüyor.

Gülcan Demir, sanatın büyük fedakarlıklar gerektirdiğini vurgulayarak, çekimlerin iç ve dış mekanlarda yoğun geçtiğini ve bu sırada karşılaştığı zorluklar neticesinde hastanede bir hafta müşahede altında kaldığını ifade etti. Bunun yanı sıra, "Þurimþine" üzerinde çalışmanın yalnızca bir şarkı değil, aynı zamanda büyük bir inanç ve emek anlamına geldiğini belirtti.

Karadeniz ezgilerini harmanlama sürecinin başlangıcına gelindiğinde, Gülcan Demir’in Mehmet Ali Babar ile olan uzun yıllara dayanan dostluğunun da etkisi büyük oldu. Bu dostluk, profesyonel bir işbirliğine dönüştü ve Demir, Babar’ın kendisini sahnesinde sık sık misafir ettiğini ve müziğe olan tutkusunu desteklediğini vurguladı. "Þurimþine"nin doğuş hikayesinin ise samimi bir telefon konuşmasıyla başladığını belirten Demir, Babar’ın kendisine birlikte bir çalışma yapmayı teklif ettiğini ifade etti.

Sanatçı, Babar ile yaptıkları iş birliğinin müzikal bir sinerji oluşturduğunu belirtti. Bir araya gelerek birbirlerinin hayat tecrübelerinden ilham aldıklarını ve bu süreçte "Þurimþine" adını taşıyan şarkının ortaya çıktığını söyledi. Şarkının ruhu, sözleri ve melodisi netleştikten sonra zaman kaybetmeden stüdyoya geçtiklerini belirtirken, bu eserin dostluklarının ve karşılıklı inançlarının somutlaşmış hali olduğunu ifade etti.

"Þurimþine" şarkısının TV dizilerinden teklif almasından büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Gülcan Demir, şarkının Karadeniz dizilerinde yer almasını ve bu dizilerin kültürel bağlarla mükemmel uyum sağlayacağını ifade etti. Örneğin, TRT 1'de yayımlanan "Taşacak Bu Deniz" gibi dizilerin, Karadeniz'in derin kültürünü Türkiye'ye taşıdığını belirtti. Duygusal etki alanı ve doğallığın, eserin bu yapımlarda yer alması için önemli unsurlar olduğunu düşünüyor.

Gülcan, dijital platformların kendisine müzikle olan bağını sürdürme şansı verdiğini ve bu süreçte canlı yayınlarla müzikseverlerle buluşmanın keyifli geçtiğini de sözlerine ekledi. Müzik yapma ve içerik üretme konusunda en büyük ilham kaynağının hayatının zorlu zamanlarında müziğin bir sığınak olduğuna dikkat çekti. Ailesinin müziğe olan ilgisi ve geçmişte Karadeniz müziğinden aldığı etkiler, onun müziğe olan tutkusunu daha da güçlendirdi.

Gülcan Demir, gelecekteki projelerini de paylaşarak, müzik piyasasında yaşanan 'kirlilikten' duyduğu endişeleri dile getirdi. Kaliteli sanat eserlerinin hak ettiği değeri görmediğini savunan Demir, duygusal derinliği olan eserlerle dinleyicilerine ulaşmayı hedefliyor. Geçtiğimiz aylarda kaybettiği Ferdi Tayfur veya Müslüm Gürses gibi ustaların eserlerine yeni yorumlar getirmeyi düşündüğünü belirterek, bu sayede izleyicilere gerçek müziğin etkileyici olduğunu hatırlatmak istediğini açıkladı.

Son olarak, stresi atmak için kendine özel ritüeller geliştirdiğini de paylaşan Gülcan, müzik dinlemek, yüzmek ve kitap okumak gibi aktivitelerin ruh ve beden sağlığı için önemli olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye'de düet yapmak istediği sanatçıları da belirterek; Resul Dindar, Ekin Uzunlar ve Mustafa Ceceli gibi isimlerle projeler geliştirmek istediğini vurguladı. Karadeniz festival atmosferinde sahne almak kesinlikle hayallerinden biri. Gülcan Demir, hayranlarına olan teşekkürüyle görevini sonlandırdı.